saatin 6 buçuğunda dünyanın tüm şairlerlerini
ruhunda hissetmek.sanki hepsi ırzıma geçiyor.
27sinde ölmek gibi,ışığı gösterenlerinden izinden.
günlerdir süren katlanılmaz yalnızlık ve ölüm hakkında konuşup durmak.kendi kendine, anlatıcak biri olmadan.kendim için bir seri katil kiralamışım gibi.beceriksiz ve kırılgan tanrılar.
sevdiğin her kadında biraz daha azalmak gibi.ucuz kelimelerde,ucuz romanlarda kaybolup gitmek.uykusuzluk çekiyor şiirler.
içimden garip şeyler yazmak geliyor
mesela
sen temiz bir cinsel ilişkinin sonucunda meydana geldin
bense çok pis bir küfrün sonucuyum
anal yoldan
ifadesiz bir yalnızlığın tohumuyum...
bukowski gibi yaşamak.alkolizmin etkisinde.beyin hücrelerine söz geçiremediğini anladığında onları yok edersin.basit ve etkili.fazla düşünmek insana acıdan başka birşey kazandırmıyor.
dünyaya karşı sorumluluğu olmayan adam.zekamı niye bilim için veya hayatı kolaylaştırmak için kullaniyim.insanlara niye yardım ediyim.daha iyi bir insan olmak içinmi,insanların beni sevmesi için mi?ben galiba sadece zarar vermekten hoşlanıyorum.zaten bir şair zafere şeytan sayesinde ulaşır.tanrı zaten pis işlerini şairlere yaptırır.şeytanı onların üstüne salar.acı çekmeleri ve gerçeği göstermeleri için.ve sonrada onlara acısız bir ölüm bahşeder.intihar gibi yada uyuşturucu alkol gibi şeyler...
saplandıkça,saklanıyor
saklandıkça,zorlaşıyor
içimdeki saklambaçlar...
ve tanrı bizi sevmedi.eminim yoksa bizi dünyaya göndermezdi.içindeki tüm öfkeyi,tüm nefreti üstümüze boşalttı.lanetlenmiş doğuyoruz.sonra bize kaleydoskopundan bakıp dalga geçiyor.dua etmeye değmezsin...
içimde biri daha var
benden ayrı(tanrı,tanrı,tanrı)
içimdeki tanrı
sanki her hamlemi görüyor
bir yangının iki tarafıyız
ben kaybettikçe,o çoğalıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder