Pazar, Aralık 25, 2011

dilek


bir anlığına yok olmak

Pazartesi, Kasım 28, 2011

başarısızlık

senin kafesin benimkinden daha parlak
daha zengin düşlerin
giysilerin daha sıcak tutuyor seni , benden

Pazar, Kasım 06, 2011

ninni


babamın başucumda okuduğu
ninni
ilk teşhiri gözlerimde son teşrin
mırıldanıp uzakları fecre uzanan
o bebek kulaklarımda ki ilk tesiri

geçtim de o nehirden sırılsıklamım hala

tüm o çirkin ayaklar


evvela bir flu ' luk peydahlanır asrın ortasına
dem'dir bu mapus ' un dört duvarı olmaz illaki
kendini benimle tanımlayan her objeye sualim şu ;
nerde saklı sihir ???

bahtsızlık için şarkı


şimdi durup ta o kangren şarkıyı dinlemek faydasız
çünki tekrardan es geçildi bu sonbahar
vicdan azabı çekildi ırmaklar çekildi kan çekildi
uzun uzadıya terk edildi sevgililer
tüm o anlamsız temasları dudakların terk edildi
şimdi bekleyip görme vakti nasıl eğriliyor zaman yalnızlığına doğru
neden tereddüt eder iyilik

söylenmesi gereken her şeyi çok geç söyledin
unutuyorsun her zemheri de nasıl azaldığını
kalbiyle imtihanında kimse galip gelmedi
kimse kimsenin aşkıyla boy ölçüşemez
nerde yanlışın kendine söyleyemezsin
yohey yohey yohey yeni yaralar edin kendine
yeni ve fevkalade derin
kimsenin boy ölçüşemiyeceği


Pazar, Ekim 30, 2011

love is a two way dream

kediler azınlıktaydı
ve konuşmalar hep çiçeğin ölümüyle bitiyordu

Cuma, Ekim 28, 2011

pietra filosofale


zaman altın takke
teslim olunca bir diğerine iklim iklim işler
sarrafın elleri üzerine takvimleri

Cumartesi, Nisan 16, 2011

hemen hemen her şey acıtır tramvay dudaklarını


Pazartesi, Nisan 04, 2011

ne kadar kaybolabilirse biri ötekinde

kasım'da başka bir adamsın
mayıs'ta başka

ney'deki sesten ibaretsin
yedi yanında yedi alem
cavidane bu iklimin açtığı yara
kapanmaz


Pazartesi, Ocak 10, 2011

balkon demirlerine bağlanan çam ağaçlarım

hepimiz en sonunda babalarımıza dönüşücez


radiohead beni her defasında alıkoyuyorsun.

Cuma, Ocak 07, 2011

ceket

şehre
ölü balığın canlısından daha değerli olduğu
şehre
köpeklerin istenmedikleri kaldırımlara
ki binlerce yıldır yerkürenin üstünde yatan insanoğlu şimdi kaldırımda yattığı zaman evsiz diye adlandırılıyor. topraktan kopmanın sonu ' evsizlik '


çay molası

hızla çoğalır gecenin içinde gümüşten oklarıyla transparan bekçiler
sislerin içinde panflütleriyle üfledikleri kır lirikleri
atarabaları yürüyor ayışığında ıslanarak
köyün dışında bırakılmış bacalardan bir antik ıslık
goblinler sivri dişler sonsuz meşaleler
yürüyor atarabaları
ıssızlığın ortasına
mezarlıkları , çürümüş ağaçları geride bırakarak
emekliyor güneşin ilk savaşçıları sanki varmak istemezlermiş gibi

suyun üstünde ayak izleri
kılıçların mutedil gürültüsü
sessizliğe yeni bir oktav ekliyor
cansız bedenin toprağa değişi

Perşembe, Ocak 06, 2011

ilk

şimdi tüm mekanizmaları kapatılacak
tiridine kravat bandığım demokrasinin
bir daha giymemek üz-re çıkartıyorum
annemin iliklediği bu ceketi ve
çöp kutularına sokakların sivil farkındalığını izleme görevi veriyorum
bozuk süt kusucaklar sokağa adımını attığı an gökyüzüne bakmayı unutanlara
ölü kediler firlatıcaklar patronundan korkanlara
sabaha kadar çalışıp finaline yetişmek için hızla evden çıkan üniversitelinin suratına şarap şişesi firlatıcaklar
yerküreyi iliklerine kadar titret

yaşasın basit olan
yaşasın yaşamın bir sahil kasabasında vuku bulan sadeliği
yaşasın paslanmış parmaklarım beyaz derimin zayıflığı
yoksulluğun taşıdığı umut
bıyıklara yüklenen her türlü ideolojiden itinayla sıyrılan yan odadaki yorgun adam
yaşasın 22 yıl yaz tatili




sikişme sirki

hazır değiliz
iki ucundan tutmaya bu uçurumun
biri çamur
diğeri için zaman aldı yüzündeki yaraları kapatmak

herkes karşısındaki yüzünden yalnızdır
kumsala isimlerimizi yaz yaşlı bir meşe ağacıyla
eninde sonunda
ikimizinki gibi kendilerine ait şarkıları olan bir nesil tarafindan unutulucaz

her şey iki sebepten buradadır
karşısındakiyle imtihan eder kendini

nakres

içim dışıma çıktı
sevimsiz kelimeler bunlar
günler kuyruklu yıldızlara dönüşecek
odalar atlıkarıncalara
veba ;
gri sokaklarda cirit atan kuyruksuz fareler
kalın parmaklarıyla dolma saran ucube kıyafetler
hepimiz ayni şeyi istiyoruz aslında
bir gecede değişmek
bir gecede tüm hastalıklarımızı iyileştirmek
zenci bir şaman tarafından döllenmek istiyoruz
zihnimizin bütün yırtık haritalarını imbat ateşinde yakalım
çünkü bu yeni ve yozlaşmış rüzgarlar
bizi ele verebilir