Cuma, Haziran 20, 2008
Cumartesi, Mayıs 17, 2008
Çarşamba, Nisan 16, 2008
come here
daydream delusion.
limousine eyelash
oh, baby with your pretty face
drop a tear in my wineglass
look at those big eyes
see what you mean to me
sweet cakes and milkshakes
i am a delusioned angel
i am a fantasy parade.
i want you to know what i think.
don't want you to guess anymore.
you have no idea where i came from.
we have no idea where we're going.
launched in life.
like branches in the river.
flowing downstream.
caught in the current.
i'll carry you. you'll carry me.
that's how it could be.
don't you know me
don't you know me by now.
limousine eyelash
oh, baby with your pretty face
drop a tear in my wineglass
look at those big eyes
see what you mean to me
sweet cakes and milkshakes
i am a delusioned angel
i am a fantasy parade.
i want you to know what i think.
don't want you to guess anymore.
you have no idea where i came from.
we have no idea where we're going.
launched in life.
like branches in the river.
flowing downstream.
caught in the current.
i'll carry you. you'll carry me.
that's how it could be.
don't you know me
don't you know me by now.
Salı, Nisan 15, 2008
adagio in g minor
bu nası bi kafa dedi K. kararmış parmaklarıyla kaybolan çakmakları ararken.
ay'ın üstünde güneş gözlükleriyle güneşi seyreden penguenler kadar çaresizdi
sen çok pis adama çattın,çocuk dedi Y.gözlerini, müziğin odadaki siyahlığı
rahatsız eden ışıklarına dikmişti.her rengi kaybediyorduk yorgun bir açlıkta.
güldüm.şimdi bi ekmek kadayıflı dondurma olsa...dedim.
hep beraber kaşıkları bulmaya gittik.
ay'ın üstünde güneş gözlükleriyle güneşi seyreden penguenler kadar çaresizdi
sen çok pis adama çattın,çocuk dedi Y.gözlerini, müziğin odadaki siyahlığı
rahatsız eden ışıklarına dikmişti.her rengi kaybediyorduk yorgun bir açlıkta.
güldüm.şimdi bi ekmek kadayıflı dondurma olsa...dedim.
hep beraber kaşıkları bulmaya gittik.
prelüd:a rainbow in the dark part:1
wordsworth ne güzel demiş:
My heart leaps up when I behold
A rainbow in the sky:
So was it when my life began;
So is it now I am a man;
So be it when I shall grow old,
Or let me die!
The Child is father of the Man;
I could wish my days to be
Bound each to each by natural piety.
konuşmak, bir romantik için ızdıraptır.
bu yüzden hep susmayı tercih ederiz,saklanmayı.
yazmayı çoğu zaman.çünkü cehennem illaki
dünyadır,tanrıdır,hayattır.
şeytan sadece ludwig van çalarken kafayı bulmayı sever.
tabutuma cehennem ağzı yap...yorgunum ölmeme izin ver.
wordsworth:
The world is too much with us; late and soon
çünkü artık kelimeler değerli,harcamaya korkuyorum.
insan aç kalabilir,belki susuz
AMADEUS:
al herşeyimi karanlığıma kadar.yenildim.
her ağıt,içimde kefenleriyle yeşeren herkes
çığlıklarınızı duyuyorum,
ama ormanlarla,ağaçlarla yürümek vakti
kandan meşaleler taşırken
batan güneşe doğru
ay'ın senfonisi yükseliyor...
bolera'mı buldum yaradılışın en yalın ve en güzel haliyle.
artık gecenin bi vakti,
uykumun en ağır yerinde yere düşme hissiyle uyanmıyorum.
kan-ter içinde kalmıyorum.
belki de yaşamak artık daha yoğundur.
hayatta kalmak daha zor.
kaybedebilinicek duyguları öğrenmek.
belki de yalnızdım her şey pürüzsüzdü.
acınası,sefil hayatımın monologlarıyla doluyken.
I wanna grow my hair like beethoven...
(mozart'ın requeim'iyle iyi gider)
Çarşamba, Şubat 27, 2008
Toy-like people make me boy-like
"beni bu sıkıcı partiye getirmek zorunda mıydın" dedi herhangi bir festivale girerken içeri nasıl uyuşturucu sokabileceğini düşünen bay mavi.ayakkabılarına bi bölme dikebilirdi ya da derisine.bay mavi bunun zahmetli olucağını düşündü.bay gri karanlık tarafa geçtiğini hissederken bay mavinin sorusunu duydu kiloyla votkanın ve amfetamin etkisinde.geldikleri massive attack partisi sıkıcı bi hale gelmeye başlamıştı.herkes transa geçmişti ve o da yavaş yavaş ruhunun toprağın altına inmeye başladığını hissediyordu.bar da oturan kıza dakikalardır bakıyordu ama kızın zaten kanlı günbatımıyla bir randevusu olduğunu anladı.uzaklaştı ve bay mavi ye nereye gidicez dedi mars a mı.bize gidelim iki cigara içer yatarız dedi bay mavi.bay gri insanlara baktı dj'e baktı ellerine baktı.yavaş çekimde.gidelim dedi.gitmek için ölüyorum./görünmezdirler hayaletler,kanlı günbatımın da/kafanı gökyüzüne bırak,oksijen çekilirken karanlıkta/gitmek için ölüyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)